#dershanemolmasaydı
Kız
kardeşim SBS sınavlarında yüksek başarı göstermek suretiyle Ankara Samanyolu
Koleji’ni ücretsiz kazandı. Hala burada eğitimine devam etmektedir. Bir erkek
kardeşim ilkokulu yatılı pansiyonlarda okudu. Daha sonra SBS imtihanlarında
Bursa’da bir Anadolu Lisesi’ni kazandı. Liseden sonra üniversite imtihanında
başarı göstererek Pamukkale Üniversitesi Elektrik-Elektronik bölümünü kazandı.
Hala eğitimine devam etmektedir. En küçük kardeşim de Çatak Yatılı Bölge
Okulu’nda eğitimine devam etmektedir.
Son zamanlarda yapılan bu yatılı
okulların barınma sıkıntısı çeken öğrenciler için de fevkalade yararlı oldu.
Uzak köylerden gelen kimi zeki öğrenciler bu okulları bir sıçrama tahtası gibi
kullanarak batı vilayetlerinde Anadolu ve Öğretmen liselerine girme şansı
yakaladılar. Daha sonra bu liselerden mezun olduktan sonra en güzel bölümlere
girdiler. Bizim köyde bu sayede benim bazı akrabalarım Marmara, OTÜ ve Ankara
siyaset bilimleri dahil seçkin üniversitelere girme şansı yakaladılar. Tabi ben
üniversiteye giren ilk genç olduğum için diğer gençlere de hüsnü misal teşkil
ettim. Birçok akraba ve dostun çocuklarına sahip çıkmaya çalıştım. Hamdolsun ki
sahip çıktığım öğrenciler İstanbul ve Ankara’daki en seçkin üniversiteleri
kazandılar. Düşünüyorum da şimdilerde. Eğer SBS sınavları olmasaydı akrabalarım
ve köylülerim sınavla seçkin okullara giremezlerdi. Çünkü iyi üniversiteleri
kazananlar hep iyi liselerden mezun oldular. Seçkin liselere giremeyen ya da
başarılı olup da ilçedeki çok programlı liselere gidenler maalesef
üniversitelere giremediler, ya da çok vasat üniversite ve bölümlere ancak
yerleşebildiler.
Köyde
oturanlar daha kaliteli üniversitelere girdiler. Çünkü ilçede oturanlar ise her
hangi bir maceraya kalkışmadan oturdukları ilçede üniversitelerin kapılarını
zorladılar ancak maalesef muvaffak olamadılar. Çünkü oturduğumuz ilçede
Üniversiteye hazırlık dershanesi yok. O yüzden öğrenciler kendi imkanlarıyla
imtihanlara hazırlandılar. Eğer dershaneler olmasaydı Erol GÜNGÖR’ün tabiriyle
‘ fakir halk tabakasının çocukları’ olan bizim gibi gençler de başarılı olamazdı.
Çünkü bizden önce ilçemizde çok programlı liselerde eğitim görüp de ilçede
dershane olmadığı için üniversiteye giremeyen çok zeki köylülerimiz var. Ancak
onların bir kısmı şimdi işçilik bir kısmı ise köyde çobanlık yapıyor. Eğer
bizim gençler de dershanelere gitmeselerdi onlar da şimdi ya bir çoban ya bir
işçi ya da talihsiz mihrakların elinde bir maşa olabilirlerdi.
Tabii başta kardeşlerim ve
akrabalarım olmak üzere bütün bu talebelerin arkasında dershanelerin büyük bir
emeği var. Dershaneler; bu tür öğrencilere sahip çıkarak kimilerini ücretsiz
bir şekilde kimilerini de cüzi bir ücret karşılığında onları disiplinli bir
şekilde imtihanlara hazırladılar. Dershanelerin kapatma mevzusunu; SBS ve YGS-LYS
imtihanlarının kaldırılma meselesini bir kere daha bu minvalden de bakarak
derin bir muhasebe yapmanı diliyorum.Yukarıda dile getirmeye çalıştığım mevzu ile alakalı küçük bir anekdot paylaşmayı da isabetli buluyorum. Prof. Dr. Mehmet Ali Ünal ‘Osmanlı Müesseseleri Tarihi’ isimli eserinde Osmanlı devletinde de medreselerde eğitimin bozulma sebeplerinden birisi de medreselerin merkezileşip taşradan gelen zeki talebelere kapısını kapatmakla gerçekleştiği anlatır. O’na göre taşradan gelen zeki talebeler; ilk dönemlerde evvela yirmili medreselere intisap ederlerdi. Yirmili medreselerde başarılı olanlar daha sonra otuzlu medreselere intisap ederek ilim tahsil ederlerdi. Otuzlu medreselerden sonra kırklı medreseler gelirdi. Bu kat-ı meratip sahn-ı seman medreselerine kadar devam ederdi. Tabi her medresenin bitiminde Cuma günü sınav yapılır ve bu sınav da halka açık olacak şekilde hiçbir itiraza mahal vermeyerek yapılırdı. Her sınavı başarı ile bitirenler ancak bir üst medreseye geçebilirlerdi. Günümüzdeki SBS ve YGS sınavlarında olduğu gibi. Ancak maalesef son dönemde bu kat-ı meratip prosedürü tamamen iptal edildi. Sadece seçkin medreselerin çevresinde oturan talebeler o medreselerde eğitim gördüler. Taşradan gelen zeki talebeler ise bu seçkin medreselerde ilim tahsil etme şansını kaybettiler. Bu talebeler aynı zamanda hayal kırıklığı yaşayarak evlerine döndüler. Hayatlarını rençperlik yaparak idame ettirdiler. Bu seçkin medreseler çevre yerlerden talebe almayınca zamanla vasat düzeyde talebeler eğitim aldılar. Daha sonra ise eğitim giderek laçkalaştı. İşte Osmanlı yaşanan sıkıntıların bizim de yaşamamız mukadderdir. Eğer şimdilerde de varoş semtlerde ya da kırsal yerlerde orta öğretimde okuyan talebeler seçici bir imtihandan geçmezlerse o talebelerin de iyi bir üniversitelere girmeleri hayal olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder